Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
1 Ocak 2012 Pazar
Vadideki Odun
İnsanın geçmişte yaptıklarının acısı geleceğinden çıkar mı ? Geçmişte kırdığı kalpler, üzdüğü insanların laneti, gelecek zamanlarda onun üstünde dolaşan bir karabulut halini alır mı ? Bu soruları sormamın nedeni benim bu durumda olduğumu düşünmemdir.Zamanında hiç haketmediğim halde birilerinin bana ilgi duymasına izin verdim.Sık olmuyordu çünkü.Hoşuma gidiyordu.Ama nasıl iştir bilmiyorum, kendimi mi beğenmiştim onu da bilmiyorum ama bana ilgi duyanlara karşı ben hiç ilgi duyamadım.Şimdi yakındığım, lanet ettiğim, bana yapılan şeyleri zamanında yapan kişi de bendim.Ama ben gerçekten istemedim onlara acı çektirmek.Çünkü biliyordum, az da olsa tahmin edebiliyordum çektikleri acıları.Daha fazla acı çekmemeliydiler.Acemiydim, bilememiştim o zamanlar nasıl yapacağımı...Gerçi şimdi de değişen bir şey yok ya, hâlâ acemiyim...İnsanlara acı çektirmek, küfrün üzerinde bir lanet...Geçmişinde olmuşların ya da geleceğinde olacakların peşin bir diyeti mi ? Öyleyse bile olmamalı, kendi egonu tatmin edebilmek için, başka insanların gururunu kırmamalı.Onları dipsiz bir kuyunun içinde hayalleriyle başbaşa bırakmamalı.O kuyuya yaklaştırmamalı...Pişmanım...Bunları benim başıma defalarca gelmeden önce akıl etmeliydim.Benim şimdi yaşadıklarımı ya da ileride yaşayacaklarımı onlara o zamanlar hissettirmemeliydim.Sarhoştum...Sevilmeye susamış bir insandım, ilgi alkolüyle sulandım...Sarhoş kaldım.Terkettim meyhaneyi, yıllar sonra ayıldım.Beni ayıltan bir kahve oldu..Acı bir kahve.Güzel fincanla sunulmuş, bol köpüklü, acı bir kahve...Ama çok geç kalınmış bir ayılmaydı bu...Sarhoşken ezdiğim çiçekler, yapraklarını dökmüş olmalıydı.Artık ne kadar sularsan sula, istersen toprağını değiştir, o çiçekler artık eskisi gibi olmayacak...Tıpkı benim kendimi vadideki zambak sanıp, meşe odunu olmam gibi...Akıl başa yeni geldi...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)