Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

13 Kasım 2012 Salı

İnsan Mikseri .

İnsanın karşısına ne çıkacağı belli değildir. Her zaman her şey olabilir. Birden aşık da olabilirsin, nefret de edebilirsin. Hepsi insanın o anki ruh hâliyle ilişkilendirilebilir. Ama en kötüsü de kendi duygularının tercümanlığını o dili bilmeyen başka birisine yaptırmaktır. Karşındakine yapabileceğin en büyük saygısızlıktır bu insan olarak. İnsan olanın yapmaması gereken bir saygısızlık. İnsanın kendine de yaptığı bir eziyettir bu. İstemediği halde istediğini sandırıldığı şeyleri, yarı istemsiz şekilde ifade edilmeye zorlanması. Zorlanması diyorum çünkü kendi düşüncesi olmayan bir şeyi başkasına idame etmek bana göre zorlamadır. Bunu yapanlar da genelde en yakınım dediğin "arkadaşların"dır. Bana göre bu bir iktidar çabasıdır. Kendi içinde hükmü olmayanların başkalarının hayatlarına egemen olma çabası. Ne kadar içler acısı bir durumdur bu. Başkalarının hayatına yön vermeye çalışarak egosunu tatmin eden insanların varlığı oldukça mide bulandırıcıdır. Nedense bunu yapan kişilikler etraflarında çok sevilirler. Yani onu sevenler ya da sevdiğini sananlar vardır. Çünkü o hayat karıştırıcılar öyle istemiştir. Beni sevmelisin ! Bundan kurtulmanın tek yolu cesarettir. Cesaretlenmek onları def etmeye yeter. Çünkü bu arkadaşlar kendilerinde olmayan cesareti, hayatlarını karıştırdıkları insanlarda görünce korkarlar. Korku ise insanın içini kemiren bir faredir. Fare ise mide bulandırır. İki mide bulandırıcı bir birini yok etmeye yeter.

Zaman Geçiyor Tutmalısın.

                Zaman her şeyin ilacıdır diye bir inanış var.Bence zaman her şeyin ilacı değildir. Olsa olsa antibiyotiği olur, ona da tam ilaç demem ben. Çünkü antibiyotik de zaman gibi hemen geçirmez, hatta hiç geçirmez. Yalnızca erteler veya geciktirir. Zaman aslında hiçbir şeyi düzeltmez sadece üstünü örter. Zaman insanın battaniyesidir. Üşür ve üstüne çeker ama sadece ısınana kadar. Zaman, bakıldığında o kadar geniş bir kavramdır ki neresinden tutacağını bilemezsin. Yahut zamanın bir yerinden tutabilir misin ? Çoğu kimsenin  zamanı durdurmak, geri almak ya da geleceğe gitmek gibi hayalleri, istekleri vardır. Kimileri bunu yaptığı hataları düzeltebilmek için, kimisi de yaşadığına inanmak için yapar bunu. Ama kimse şu anın değerini bilenler kadar mutlu değildir. Geçmişte, gelecekte, şimdide onlarladır. Bir de bazıları vardır ki onlar zamanın ta kendisidir. Zamanı yaşayanlar, yaşatanlardır onlar. Zamansal hiçbir sıkıntısı bulunmayan. Geçmişi de yaşamış, şimdiyi de yaşayan ve geleceği de yaşayacak olanlardır. Ve her insan zamanın yer yüzünde bıraktığı bir yara izidir. Her insanın da bir yara izi vardır. Sanır ki o yara izi zamanla kapanır. Kapanmaz. Hiçbir zaman insanda açılmış yara kapanmaz, iz bırakır. Ve o yara izi her zaman orada kalır. Zaman sahtekardır. Zaman bir şeytandır ya da Tanrı'dır. O yüzden bir bedene sahip değildir. Yahut ruh üflenmememiştir. Her ne kadar insanoğlu kendini avutmaya çalışsa da zaman ondan daha zekidir. Şimdiyi geçmişe çevirir ve gelecekte acı verir.
               Beklemek ise en korkunç halidir yaşamın. Zamanın en büyük, en tehlikeli silahıdır. Seni oyalar zaman bekleme silahıyla. Sen beklerken o geçer. Sana birini bekletir ama binler sen beklerken akıp gider.Ufak bir umut ışığıdır beklemek. Bir telefon mesajı beklersin mesela. Kalkarsın sabah bakarsın telefonuna, ama sadece saati görürsün. Asıl mesaj da budur aslında. Zaman geçiyor, geçti, geçecek.