Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
20 Mayıs 2012 Pazar
Saç-mala bağladım.
Sessizlik dinledim ben siz bunu yapabilir misiniz ? Nah ! yaparsınız. Şaka yaptım, ben de yapamadım çünkü.Oğlum ben yapamadıysam siz nasıl yapacaksınız ? Hem sessizlik dinlenir mi ? Adı üstünde sessizlik.Ses yok yani.Dinlemek ne demek ? Bir sesi duymak demek değil mi ? E olmayan bir şey nasıl dinleyeceksiniz ? Yok öyle sessizlik dinledim, yalnızlık avuçladım, umutsuzluk emdim falan. Ya yapacaksın, kanıt getireceksin ya da susacaksın hafız.Gerçi bende kendimle çelişebilirim.Daha önceki yazılarımda sessizlik dinleyip, hayallerle sevişmiş olabilirim.Ama siz bana ne bakıyorsunuz ? Ben yazmak için, okunsun diye öyle yazıyorum.Çünkü yok öyle bir şey.Soyut şeyler yenmez, içilmez, emilmez arkadaş.Ya da dinleyin be, sizden önemli mi ? Sevişin hayallerle, için umutları kana kana, avuçlayın yalnızlığı.Ne de olsa hayal dünyası.Bir de bu hayal dünyası var.Hayal dünyası nedir ki ? Ben merak ediyorum hep nasıl bir yer acaba?Böyle ağaçlar, kuşlar falan var mı ? Sonra çay var mı çay , böyle demli demli tavşan kanı olanından.Çay yoksa o dünyaya dünya demem ben.Çay olmadan olur muymuş hiç.Simit de olacak, taze, sıcak, çıtır çıtır. İşte o zaman ben ona dünya derim.Herkesin dünyası farklı mı mesela ? Benim dünyam gibi demleme çaylı, simitli falan mı ? Düşünsenize herkesin farklı bir dünyası var.Seninde var mesela.Kiminin böyle bol paralı, aşklı, meşkli falan.Kiminin de benimki gibi simitli, çaylı.Vay anasını.Şimdi düşününce garibime gitti.Ben bu hayal dünyasını görmek istiyorum.Giden, gören varsa bana da haber versin he.Neyse o kadar simit , çay dedik canım çekti.Ben kaçar gençler iyi geceler... Kıpsle ;)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder