Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

27 Haziran 2012 Çarşamba

Hayalet-Me

Hayal bile edemeyeceğin şeyler olur bazen. Hani sana o kadar uzaktır ki, senin gözünde o kadar büyüktür ki o şey, onu hayal etmeye bile korkarsın. Hayal dünyanın sınırlarını ona hiç açamazsın ya da açmak istemezsin. Ama bazen olur ki o hayalini bile kuramadığın şeyler bir nefes ötende olur. Fakat yine de ulaşamazsın ona. Ya başkasınındır ya da sana aitlik biçimi başkadır. Kendini bilirsin çünkü. Ulaşmaya çalıştığın şeyi de bilirsin. Aranızdaki uçurumun farkında olursun. Sen ona o sana asla birbirinize tamamiyle ait olamayacağınızın farkındasındır. Haddini bilirsin. Ona o şeye uzaktan sürdürsün hayranlığını ama o senin koruyucu meleğin kadar yakınındadır. Seni dürtükleyen şeytan kadar iç içedir seninle. Nefesin o olsun istersin. Rüyalarından hiç çıkmasın, yediğin yemek, içtiğin su olsun istersin. Yalnıca senin, kimsenin görmediği, kendi krallığının prensesi olsun istersin. Düşlersin ama korkarak, istencini kırmadan, kendini kendinde yalnız bırakarak düşlersin. Takılmak istersin gözlerine, tıpkı küçük yavru balığın bir balıkçının ağına takıldığı gibi... Her şeyden habersiz, nereye gideceğini, sonunun ne olacağını bilmeden... Bir kere olsun dersin davul dengine çalmasın, adaletsiz dünyanın adaleti kendine kalsın, hayal kuramayacağımla hayat kurayım, yarını olayım. Ama olmuyor işte, istediğin hiçbir şey olmuyor  sen ne iyi olduğun için ne de kötü olduğun için, yalnızca böyle olması gerektiği düşünüldüğü için olmuyor. Varsın olmasın, biz yine aynadakine sövmeye, lanet okumaya devam edelim, ne olacak ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder